23 Ocak 2009 Cuma

Yunanistan / Santorini



Santorini, şüphesiz Yunanistan’ın en sıra dışı adası. Denizden yüzlerce metre yükseklikte kurulu köyleri ve romantik terasları küllerinden yeniden doğan, dünyada eşi benzeri olmayan bir manzarayı ve yaşlı bir volkandan geriye kalan krateri seyrediyor. Adanın başkenti Fira’nın en önemli özelliklerinden biri de sadece bu adaya özgü bir tarzda inşa edilmiş olan evleri. Adanın söz konusu evleri tipik olarak küçük, kireç beyazı, sayısız pencereli ve özel çatı kaplamaları kullanılarak inşa edilen evler. Bu evlerin kimi restorana, kimi bara dönüştürülmüş. Yemek yemek ya da bir şeyler içmek istediğiniz her mekanda büyüleyici bir deniz ve ada manzarasının tadını çıkarıyorsunuz. Geleneksel evlerin bir kısmı ise lüks otel ve villalara dönüştürülmüş. Hemen hepsinin teraslarına inşa edilen havuzlar, sanki uçurumun kenarında yüzüyormuşsunuz hissi uyandırıyor. Mikonos gibi, bu adada da her ailenin bir kilise yaptırma geleneği var. Ziyaret ettiğiniz kiliselerde yiyecek ve şarap ikramıyla karşılaşıyorsunuz. Zaten Fira’da tatlı şarap üretimi çok yaygın. Çünkü zengin volkan toprağı üzüm bağları ve küçük domates yetiştiriciliği için çok uygun. Köy yollarında karşınıza tadım yapılabilen şaraphaneler çıkıyor. Hepsi birbirinden şık, öyle ki, yaz aylarında buralarda düğünler organize ediliyor.

Santorini, M.Ö. 3000 yılından itibaren Minos Uygarlığı’nın bir parçası olarak gelişimini sürdürmüş. M.Ö. 1450 yılında meydana gelen volkanik patlama sonucu parçalanarak üç küçük, bir büyük adaya dönüşmüş. Geri kalan kara parçası yarım ay şeklinde kalarak Santorini’yi oluşturmuş. Adanın kalbi ise şu anda denizin altında. Adada bulunan volkan bugün bile aktif. Öyle ki, 80 derecelik sıcaklıkta buhar püskürtüyor. Daha önceki patlamalardan kalan gri, siyah, kahverengi volkanik oluşumlar hala izlenebiliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder